15 Haziran 2015

Abdullah Gül sahneye çıkarken...

Gül’ün sahneye çıkışını, normalleşme ve demokratikleşme açısından önemsiyorum

Erdoğan 7 Haziran’da kendini oylattı.
Ama kaybetti.
Hem de fena halde kaybetti.
Şimdi siyaset sahnesine Gül çıkıyor.
Erdoğan için Türkiye siyasetinde sonun başlangıcı 7 Haziran’la başladı.
Bu açıdan ‘ikinci aşama’ya, Gül’ün ben de varım demesiyle girdik.
Bir başka deyişle:
Gül’ün geçen yaz Çankaya Köşkü’nden inişiyle birlikte siyaset yapacak mı sorusu yanıtını bulmuş oldu:
(1) AKP’de siyaset yapacak.
(2) Ve başbakanlık yolunda yürüyecek.
Bunun tüm işaretleri, Ahmet Sever’in Abdullah Gül ile 12 Yıl isimli kitabında (Doğan Kitap) sergilenmiş durumda.

Gül'ün Başbakanlık listesi

Erdoğan için sonun başlangıcı 7 Haziran’la başladı.  'İkinci aşama’ya, Gül’ün ben de varım demesiyle girdik

Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı ve Çankaya yılları boyunca Abdullah Gül’ün başdanışmanlığını yapmış olan değerli meslektaşım ve dostum Ahmet Sever’in pazar günkü Hürriyet’te Çınar Oskay’la konuşması, Gül’ün sahneye çıkışının ve muhtemel yükselişinin tüm ipuçlarını taşıyordu.
Abdullah Gül,
başbakan olması halinde, nelerin olacağını, nelerin olamayacağını 2014 yılı Nisan ayında şu noktalarda özetlemiş:

(1) Demokratikleşmeye ağırlık veririm.
(2) Ülke çok kutuplaştı, bunları giderecek adımları peşpeşe atarım.
(3) Haklarında yolsuzluk iddiası bulunan dört bakanı derhal Yüce Divan’a gönderirim.  

      

Abdullah Gül bir gün başbakanlık koltuğuna oturursa, Cumhurbaşkanı’yla (Erdoğan’la) ilişkileri nasıl olur sorusuyla ilgili olarak da şu noktalar öne çıkıyor:

(4) Cumhurbaşkanı'nı başbakanlığa karıştırmam.
(5) Çift başlılık olmaz!
(6) Ben nasıl cumhurbaşkanlığı yaptıysam, sen de öyle yaparsın.
(7) Yani anayasal yetkilerinin içinde kalarak...
(8) Sen nasıl başbakanlık yaptıysan, ben de öyle yaparım.

Gazeteci Ahmet Sever, Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde 12 yıl başdanışmanı olarak Abdullah Gül ile yakın çalıştı

 

Erdoğan ve tetikçileri yaylım ateşi açacaklar, ama…        

Gül’ün başbakanlık yolunda yürüyeceğinin tüm işaretleri, Ahmet Sever’in kitabında sergilenmiş durumda

Sadece bu sekiz nokta bile, Gül’le Erdoğan’ın demokrasi ve hukuk konularında birbirlerinden yıllar içinde nasıl kopmuş olduklarını apaçık sergiliyor.
Peki, bu kopukluk onarılabilir mi?
Hiç sanmıyorum.
Erdoğan ve tetikçileri, Ahmet Sever’in kitabıyla birlikte hop oturup hop kalkacaklar, Gül’e yaylım ateşi açacaklar.
Ama değişen bir şey olmayacak.
Koalisyon...
Koalisyonun büyüğü, küçüğü...
Erken seçim...
Bu pilav daha çok su kaldırır.
Şimdilik dikkat edilmesi gereken öncelikli nokta, Erdoğan’ın istikrar konusunda  kurabileceği tuzaklara düşmekten özenle sakınmaktır.
Son söze gelince:
Abdullah Gül’ün sahneye çıkışını, Türkiye siyasetinin normalleşmesi ve demokratikleşmesi açısından önemsiyorum.

 

 

 

        

 

Yazarın Diğer Yazıları

Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’den: Barışa en yakın zamandayız, düne göre umudum misliyle fazla!

2024'ün sonunda Türkiye'nin önünde bir umut penceresi açıldı mı? Bu soruya, ihtiyatlı bir dille, "Evet açıldı" diyorum. Aynı soruyu, cumartesi günü İmralı’ya giden Pervin Buldan ile Sırrı Süreyya Önder'e de sordum…

Yeni yılda barış umudu mu, neden olmasın?..

Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder'den oluşan DEM Parti heyetinin İmralı'da Öcalan'la buluşmasıyla bir barış kapısının aralandığı söylenebilir

Nimet'e özgürlük!

İnsan Hakları Derneği’nin kurucularından Nimet Tanrıkulu, 29 Ekim 2024 tarihinde, hukuk dışı bir kararla tutuklanıp Ankara Sincan Kapalı Cezaevi'ne kondu

"
"